Ayrılık Terbiyecisi

bağlayıp gözlerini bir küfür ağırlığına
bırakıp gittin,  “Kaplumbağa Terbiyecisi’ne” mum alevlerini.
baktıkça bakıyor, bakıyor…
yanıyordum…
yangın büyüyor,
ben bakıyor…
elindeki değneğiyle, Osman Hamdi
bakışlarımızı terbiye ediyordu.

Osman Hamdi-Kaplumbağa Terbiyecisi




bağlayıp ayak seslerini yalnızlığın gölgesine
uzaklaştın ağır ağır, yalınayak.
yalın bir terk ediş değildi oysa
herkese açık,
özleyen…
seven…
aldatan…
her şeyi anlatan, ayak seslerini bırakmıştın
müze camekânlarının ardına.







bağlayınca yüreğimi bir gözyaşı ıslaklığına,
boğulup gittin.
geride ne yangın kaldı
ne de ihtişamlı ışıkların altında devleşen ayak seslerin.
hepsi ama hepsi tuval üzerinde,
bir çırpıda kabuğuna çekilmiş

mum kokulu sessizlik içinde.



2007 İzmir


Ayrılık Anı



dur!
basma oraya
az önce kırıldı
yüreğim,
batmasın
‘sev’ ler ayağına

20.07.2002 / 15:25 İzmir

Çok Az Kalırım


az kalır
senden sonra
hangi kelime gezinse tenimde

duyular; girer birbirine
kalbim sağır…
kulağım kör…
uçmaya yeltenir aklım
bıraktığın acılardan
kanat yapma sanatını öğrenince
kurumuş dudaklarım

gitme!
senden sonra çok,
çok az kalırım


Kasım 2010



Popüler Yayınlar

Yasal Uyarı

Yayınlanan yazılar ve şiirler özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan yazı ve şiirler aktif link verilerek kullanılabilir.