Gel De


gel de uslandır düşlerimi
evcilleştir yokluğunu, aşkım
seninle sabahlar nasıl olurmuş
gel de göster güneşe
bir sen gel aşkım yıldızlarıma
tam umutsuzluğumun, hayallerimin ortasına
gel de çiçek nasıl açarmış öğret mevsimlere
gel aşkım…
karıştır tenini iklimlere
baharları, yazları, yağmurları sal tenime
bırak dans etsin kokun rüzgarlarla
gel, gel aşkım…
çoktan düştü cemreler yüreğime.


Hâlâ Sevdan

kalsam, suskunluk
gitsem, kırgınlık
kalmakla gitmek arası bir şey bu; 
suskun bir kırgınlık

ölsem, cennet
yaşasam, cehennem
ölümle yaşam arası bir çizgi bu;
gitsem, hiç gelmesem
sevsem, ayrılık
küssem, saplanır yüreğime yalnızlık
nasıl bir sevgi bu?
kırılsam…
sevsem…
sussam…
ölsem hatta
daha yakın benden bana


Güneş Sensin Şiir Yüreklim

bakınca yüzüne,
cezayir menekşeleri gibi açıverirdi umutlar penceremde,
bir sabah serinliğinde, getirirdi kokunu rüzgarlar
yarım kalmış şiirin mısraları gibi akardı gözlerimden,
binlercesini görürdüm rengarenk hayallerin,
şiir yüreklim…

şiire benzer bir tat vardı sende,
hani sarsılsa bu dünya yerinden,
bölünse ortadan ikiye,
köprü kurardı mısraların yüreğimden yüreğine,
ve nice sevgi yolcusu geçerdi üstünden,
kırılmış…
parçalanmış…
un ufak olmuş yürekler geçerdi üzerinden,
güneşe taşırdın gocunmadan,
güneş sendin, şiir yüreklim…
güneş sen…

kucağına alıp isyanı ninniler söylerdin,
haykırışlara…
feryatlara…
ve nice kükreyen dağları dize getirdin,
güneş sendin,şiir yüreklim
baş kaldırırdın dağlara, bir ay karanlığında.

öksüzdü çocuklar ülkende,
anne şefkatiyle okşadın,
yatırmasınlar diye gözlerini ırmağa,
sen, yatırdın koynuna…
korudun…
geleceğin ak güverciniydi onlar,
büyüttün…
güneş sendin çünkü şiir yüreklim,
güneş sen…
doğacaksın yeni yeni sabahlara,
haksızlığın tam ortasından,
sevgiye…
barışa ve dostluğa…
doğacaksın, şiir yüreklim
güneş sensin,
güneş sen…

Gözyaşı

Dokundukça,
erguvanlar açardı
tenimde
Ayrıldın...
kurumasınlar
diye.

Gri Sevda

ne siyaha yakın ne de beyaza uzak
bir sevdaydı bu
yeri yoktu romanlarda
yeri yoktu bile,
türk dil kurumunun kalın lügatlerinde.

ince uzun bir yoldu
unuttum inmeyi rengarenk duraklarda
renklerin ahenkle sevişmelerini unutmuşum çünkü
bağışla söyleyemedim, sana
ne beyaza yakın ne siyaha uzak
bir sevdaydı benimkisi
bilemezsin sen, bilemezsin
nasıl bir renktir gri.

Gururum

sana,
tekrar döndüğüm
günden beri,
rahatsız ediyor,
ayağımın altında
bir şey beni.

Gurur

Salına salına
gidiyor
bir kaplumbağa
tutup yardım etseniz
sığınır
kabuğuna.

Popüler Yayınlar

Yasal Uyarı

Yayınlanan yazılar ve şiirler özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan yazı ve şiirler aktif link verilerek kullanılabilir.