geçmeyen
kaç zaman
tanıdım ben,
sen farkında
değildin,
hepsi geçip
giderken.
Sayfalar
Çakmaktaşı'ndan
El İzlerim

daha çok ufaktım,
o zamanlarda öğrendi gözlerim ağlamayı,
çocuksu bir yüzden akıyordu,
el izlerim, oyuncakçı camekanlarını süslüyordu
daha çocuktum...ağlıyordum...
terk edilmiş bir çocukluktu benimkisi,
arkadaşlarım saklambaç, körebe oynarken
ellerim yüzüme dayalı bir taşın üstüne oturup
çocukluğumu izliyordum ben
daha çocuktum oysa, ağlıyor... ağlıyordum...
ufacık ellerimle avutuyordum akan yaşları
ve düşen her damlada biraz daha büyüyordum
daha çok ufaktım, hevesliydim büyümeye
büyüyünce her şeyin olur derdi, annem
oldu annem, oldu...
dünün damlaları bu günün koca nehri oldu
benimle büyüdü acılar, benimle soldu güller
bak, büyüdüm...büyüdüm...
ama hâlâ süslüyor el izlerim, oyuncakçı camekanlarını
ağlıyorum, annem...
Dudakların
Sigaramın yanan ucunda şimdi dudakların,
Her an beni yakan,
Çektikçe kederime kederler katan,
O dudakların hâlâ aklımda.
Kayboluyordu zaman bir hastalık gibi
Zaman zaman siman,
Dokundukça dudağıma o dudakların,
Açıveriyordu yanağımda, belki de bir gül yaprağında
Atıyordum kendimi işte o an,
Akreple yelkovanın yarışmadığı anılara
Günbatımı rengindeydi,
Kayalıkları döven, dalgalı dudakların
Yarenlik ederdi martılara,
Gemiler sığınırdı inadına dudaklarına,
O dudakların var ya, bilsen
Saklı başımda uçuşan yıldızlarda...
Her an beni yakan,
Çektikçe kederime kederler katan,
O dudakların hâlâ aklımda.
Kayboluyordu zaman bir hastalık gibi
Zaman zaman siman,
Dokundukça dudağıma o dudakların,
Açıveriyordu yanağımda, belki de bir gül yaprağında
Atıyordum kendimi işte o an,
Akreple yelkovanın yarışmadığı anılara
Günbatımı rengindeydi,
Kayalıkları döven, dalgalı dudakların
Yarenlik ederdi martılara,
Gemiler sığınırdı inadına dudaklarına,
O dudakların var ya, bilsen
Saklı başımda uçuşan yıldızlarda...
Doğruların Yalancısı
ağlıyorum...
biraz işsizliğe,
biraz da, yolumu toza dumana katan bakışlarına
yoo... yoo..
yalan söyledim,
sözlerinin bir tanesi kaçtı da gözüme
sulandı sadece,
ağlamadım...
hem ben ağlasam
sarı sıcak yağmurlar yağar
güneş dayanamaz bayılır
bütün işsizler toplanıp
ellerindeki bir baş kuru soğanla
ayıltmaya çalışır
biraz işsizliğe,
biraz da, yolumu toza dumana katan bakışlarına
yoo... yoo..
yalan söyledim,
sözlerinin bir tanesi kaçtı da gözüme
sulandı sadece,
ağlamadım...
hem ben ağlasam
sarı sıcak yağmurlar yağar
güneş dayanamaz bayılır
bütün işsizler toplanıp
ellerindeki bir baş kuru soğanla
ayıltmaya çalışır
Bul-ma-ca
soldan sağa yazdım olmadı,
yukardan aşağı yazdım dolmadı,
hep bir şeyler eksik kaldı,
tam buldum derken,
onu da göz yaşlarım alıp götürdü.
bana mürekkebi dağılmış
sorular kaldı.
yukardan aşağı yazdım dolmadı,
hep bir şeyler eksik kaldı,
tam buldum derken,
onu da göz yaşlarım alıp götürdü.
bana mürekkebi dağılmış
sorular kaldı.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Popüler Yayınlar
-
- NOTALARIN GÖNLÜNE KONAN MELEK - O bir üstün yetenek… İki buçuk yaşında nota bilip piyano çalıyor… O Türkiye’ye bir armağan...
-
...
-
kaldım iki dağ arasında… düşler hep geç gelirdi bizim oralara normaldi inek sesleri arasında hayata merhaba demek d...
-
İçimde ağaçlara yaslanan binlerce gecekonduyla, kumsalda şezlonga uzanır gibi uzanmışım, raylara... Trenleniyorum... Kulaklarımda in...
-
Sadece şu kadar söyleyebilirim… Yıl 1963… Aylardan Aralık… M.Kemal Kurdaş ODTÜ' ağaç dikerken Şöyle bir davetiyeyle...
-
Hala tutuklu Tuncay Özkan’ın Silivri imalathanesinden çıkan bir mapus mücadelesi kitabıdır. Kitabın fiziki özelliklerine geçmeden burada...
-
“Hükümetlerin en kötüsü masun insanları korkutandır ” diyen Beydaba’nın sözüyle başlıyor kitap. İçindekileri ayrıntılı… Önsözü kitap ...
-
Bırak tuzlu tenini dalgalı parmaklarıma bu gece sende alabora olmam lazım... Bırak bu gece kelimelerini seni benden daha güzel yazacak ...
-
Bıraktım kendimi bir gülün yaprağından.. İki yana açıp kollarımı merhaba diyordum yüzü çalınmış yere yahut yeri çalınmış yüze.. Anestez...
-
Bir Türk Edebiyatı Klasiği… Birçok kitapsever tarafından okunan hatta bir kaç kere okunan ve başucu kitabı yapılan eserler arasında ...