İlk olarak Marmara Kitabevi’nden
1945 yılında yayımlanan kitap Özdemir Asaf çevirisiyle dilimize kazandırılmış.
44 sayfa olan bu kitapta Pitigrilli’nin “Hiç Bir Kadın Bana Hayır Demedi, Ay
Işığı ve Yeşil Adam” olmak üzere üç hikâyesi yer almaktadır. Basit, sade bir
anlatımın yanında alaycı bir üslup hâkim.
Ben pek açık seçik ifadelere rastlamadım. Esprilerse zamanına göre
değerlendirildiğinde fena sayılmaz. Pitigrilli ve Özdemir Asaf açısından bu
kitabı değerlendirecek olursam; kitap elime geçtiğinde çok düşündüm, kafa
yordum doğrusu “Özdemir Asaf bunu niye
çevirmiş, Pitigrilli günümüzde pek tanınmayan bir yazar..” diye diye daha bir
sürü soru işaretlerine takılı kaldım. Ve
işte benim için tüm hikâye de buradan itibaren başladı.
Öncelikle bir parantez açarak
şunu belirtmek isterim. Özdemir Asaf, 1942 yılında liseden mezun olduktan sonra
çeşitli fakültelere girer aynı zamanda da bir iki gazetede de çalışır,
çeviriler yapar. Bu kitabı çevirdiğinde Asaf, 22 yaşındaydı. Ancak ilginçtir ki
Özdemir Asaf’ın biyografilerinde bu kitaba hiç rastlanmaz ( ki niye çeviri
hanesine yazılmadığının soru işareti hala durur) İşte buradan itibaren yani
gazeteci Asaf, gözü ve görüşü ile o yıllara gidersek; 1) Pitigrilli’nin 1945
yılına kadar yazdığı kitaplar neticesinde dünyada adının duyulmaya başladığı
zamanlar 2) Özdemir Asaf’ın daha o yaşlarda nasıl ileri görüşlü olduğunu ve
yakın geleceği göz kırpar bir hava içerisinde soluduğunu anlarız (Bunu niye mi
dedim. Birazdan bu gerçekliğe aşağıda tanık olacaksınız da ondan).
Pitigrilli’yi tanımaya
başlamadan evvel son bir sürnot; Pitigrilli birçok kitap yazmıştır. Çoğu kitabı
dilimizi de çevrilmiştir. Bir zamanlar dünyayı etkisi almıştır. Ancak hal
böyleyken ben Pitigrilli’yi araştırırken sanki hiç yaşamamış gibi geldi. Yani
onunla ilgili doğru dürüst ne Türkçe kaynak var ne de İtalyanca. Hani yer
yarılmış da Pitigrilli içine düşmüştü. İşte bu bağlamda değerlendirildiğinde
onunla ilgili ulaştığım her bilgi altın değerindeydi benim için.
Hadi Pitigrilli’yi tanımaya
gidelim biraz..
Asıl adı Dino Segre olan
Pitigrilli (Pittigrilli, Piti olarak da rastlanır adına) 09.05.1893 yılında
İtalya’nın Torino kentinde doğar, 08.05.1975 yılında yine aynı kentte ölür.
Gazeteci ve yazardır. Hayatına 2.Dünya Savaşı değer. Yaşadığı kenti terk ederek
önce İsviçre’de, daha sonra da Paris’te yaşar bir süre. Bundan dolayı hakkında
birçok şey söylenir. Sonra savaş
bittikten yıllar sonra tekrar vatanına döner.
Pitigrilli, bir Buenos Aires seyahatinde,
“ La Razon” gazetesi müdüründen yazı teklifi alır. “Pitigrilli Pitigrilli’yi Anlatıyor” diye yazmaya başlar. Birçok
ülkede Pitigrilli rüzgârı eser. Bu rüzgâr Milliyet gazetesini de etkisi altına
almış olacak ki 12.01.1964 yılında Adnan Tahir çevirisi ile “Pitigrilli
Pitigrilli’yi Anlatıyor” Milliyet’in 4. sayfa sağ üst köşesine 08.07.1964
tarihine kadar oturur. 20 dile çevrilip
27 gazetede aynı anda basılan bu tefrika daha sonra İnsel Yayınevi tarafından
kitaplaştırılır. Bizim Milliyet’in o Pitigrilli aylarındaki tirajını bilmem ama
La Razon gazetesinin tirajını 254 binden, yarım milyona çıkardığı söylenir
(İşte burada DİKKAT! Üst paragraflarda
Özdemir Asaf’ın belki gazetecilik içgüdüsü belki şairlik-yazarlık duyusuyla
geleceği gördüğünün kanıtıdır bu olay).
Birçokları Pitigrilli’nin açık
saçık, ahlak dışı hatta berbat yazdığını söylemiştir. Berbat yazıp yazmadığı
tartışılır ama 1920 yılında “Lüks Memeler” 1921 yılında “ Bekâret Kemeri” gibi
öyküler yazmıştır. Toplumun birçok kesiminden bu yüzden tepkiler de almıştır.
Bize gelince, Pitigrilli’yi;
Oğuz Atay, “Tutunamayanlar”ında da Selim’e şu
cümlelerle okutmuştur ” (kütüphaneci)... ahlak bozucu olduğunu ileri sürdüğü Pitigrilli adlı bir
yazarı, tatil aylarında bile öğrenciye okutmuyordu. Selim’e yalnız çocuk
ansiklopedisi veriyordu. Selim’in ortaokula geçtiği yaz bu aksi memur izne
çıktı ve Selim bütün Pitigrilli’leri bir solukta okudu. Memur izinden dönünce,
bu meseleyi kurcalamasından korkan Selim, iki ay kütüphaneye uğramadı. “
Aziz Nesin’se onun için “mizah yıkılacaksa bu adam olumsuz
yıkıcılığın örneğidir, haincesine zeki ama olumsuzluğu yüzünden büyük mizahçı
olamayan bir adamdır, Pitigrilli” demiş.
Pitigrilli’nin 1969 yılında
yayınlanmaya başlayan haftalık mizah dergisi Ustura ’da üstelik Aziz Nesin ve
birçok değerli yazarımız ile beraber hikâyelerine de rastlarsınız.
Yine aynı değerli
yazarlarımızla beraber, Muzaffer İzgü Anafilya- Şubat 2009 sayısında gülmece
dergisi Akbaba’yı anlatırken şöyle diyor;
“Adnan Tahir,
Pitigrilli’den çok düzeyli gülmece öyküleri çeviriyordu.”
Pitigrilli’nin ölümünden bir
yıl sonra Umberto Eco onun için şöyle yazar “ Pitigrilli, keyifli bir yazardı, - baharatlı ve hızlı- yıldırım gibi
bir gidişi oldu”
İşte beynimde Özdemir Asaf,
tenimde Pitigrilli rüzgârı ile birkaç kez okuduğum “Hiç Bir Kadın Bana Hayır Demedi”nin hikâyesi beni çözümleri zamana
yayılacak birçok soru işareti ile böyle bir seyahate çıkardı.