gittin…
ardında
sarmaşık bakışlı baharı bırakarak
elim
ayağım buz kesti.
sarı
sıcak yaşlar ısıtırken içimi
her
şey yoluna zamanla girer sandım
bir
şey kalmadı ki zamana
göğüs
göğüsse çarpıştım
ayrılıkla…
gittin…
ayak
izlerin hâlâ tenimde
hangi
el dokunsa
biraz
daha boşluk …
biraz
daha sonsuzluk…
sonunda,
her
gece koynumda
yalnızlık…
gittin…
giderken
bıraktığın dudak ıslaklığını
alıp
götürmedi hiçbir yağmur,
hiç
bir dudak öyle yağmadı ki!
sen
kondukça yüreğim şaşkın bir kelebek
ürkek…
aklıma
geldikçe,
hâlâ
titrek…
gittin…
gidişinle
sırılsıklam oldu bu şehir
gözlerim
can simidi arar gibi
ararken
seni
hiç
bir filika böyle yırtmamıştı tenimi
baştan
aşağı hüzünden yapılma,
güverteydim
sanki
her
dalgada biraz daha,
biraz
daha sensizlik
çiğneyip
içine alıyordu beni