Hepinizin
malumu üç fidanımız…
Deniz,
Yusuf, Hüseyin…
Ama
bu sefer bu öykü onların değil, onlara göğsünü siper eden nice ismini
anamadığımız, hatırlayamadığımız kahramanlardan bir tanesinin öyküsü…
Üç
İngiliz teknisyeni 72 yılında Denizlerin idamını durdurmak için bir grup genç
Tokat’ın Niksar ilçesine bağlı Kızıldere köyüne kaçırırlar…
Ve
hikâye başlar…
68
kuşağının simgesi olan üç fidanın ardındaki en az onlar kadar devrim ateşiyle
yanan, cesur, onurlu gençlerin arasındaki bir isimdir, aynı zamanda da kitabın
kahramanıdır.
Cihan
Alptekin…
Karadeniz’in
bıçkın, asi çocuğu…
O yakın Türkiye tarihine
Kızıldere katliamı olarak geçen olayda yiten bir karanfil…
“Oy
Cihan, Bizum Cihan” Cihan’ın ablası Nuran Alptekin Kepenek tarafından kaleme alınmış,
ciltsiz, 240 sayfadan oluşan bir kitap… 14*21cm ebatlarında olan kitap Ümit
yayıncılık tarafından yayımlanmıştır. Tabi bendeki biraz eski basımı şu an yeni
kapak ve farklı bir yayınevinden yine raflarda… Anı ya da biyografi dalında
diyebilirsiniz kitaba ilk bakışta ama bence Türkiye’nin yakın siyasi ve
sosyolojik tarihini barındırıyor içerisinde… Yani Cihan’ın yaşantısına bakıp o yılların
ekonomik açıdan tutun da siyasal sonuçlarına kadar bir Türkiye profilini
rahatlıkla çıkarabilirsiniz…
Doğrusunu
söylemek gerekirse bu yılları anlatan birçok kitap okudum. Hepsi de yaşanmışlık anlamında, acı,
yoksulluk anlamında benim için çok değerlidir. Ancak içerisinde bulunulan imkân(
belki de imkânsızlık demek daha doğru olur)ve yaşam öyküsü olarak beni çok
derinden etkileyen, okuyup sonra tekrar dönüp okuduğum sonra yetinmeyip tekrar
okuduğum ve sol yanımdaki kütüphanede yerini alan nadir kitaplardan bir
tanesidir Oy Cihan Bizum Cihan…
Kitabın
fiziki içeriğine gelecek olursak… 68’liler vakfının bir yazısıyla başlıyor.
İçindekileri
ve önsözü yerli yerinde… Son sayfalara doğru ekler bölümü var. Orada Cihan’a
adanmış şiirler mevcut. Sonra kaynakça da yer alıyor. Ardından fotoğraflar ve
onların arasına serpiştirilmiş el yazısı mektubu yer alıyor Cihan’ın…
Tabi bu
kitabın etkisiyle Cihan’a ben de birkaç şiir adadım. Onlardan bir tanesi;
- Cihan’da Sulh -
seni
ne zaman sorsalar
Deniz’e
“Cihan’da sulh geçerdi…”
ve
Cihan yaşarken
size
ağaçlar hep
geniş gelirdi.
ne zaman sorsalar
Deniz’e
“Cihan’da sulh geçerdi…”
ve
Cihan yaşarken
size
ağaçlar hep
geniş gelirdi.
Bu
kitabı size konusu bakımından uzun uzadıya anlatmak isterdim lakin anlatamayacağım.
Çünkü bazen bir kitap alıp götürür ya sizi bir daha getirmez. Dolaştırır
sokaklarında, caddelerinin en işlek yerlerinde gezdirir sonra en solmaz
acılarını tattırır ve son olaraksa bir kuytuda elinize mendili tutuşturuverir
ya işte bu kitap benim için böyle bir kitap…
Anlatılmaz…
Okunur...
Okunur…
İçerisine
girilip kaybolunur, sonra insani bir yanımız mendille buluşur.
İyi,
keyifli, bol okumalar dilerim.