İŞTE BU KADAR




İşte şu kadar uzak kalabilirdim gözlerine ama "Bakışların gittiğin yerden uzak..." benimse cümlelerim yorgun, parmaklarım kırılgan...

Metro kalabalığında aklımın merdiven boşluğunda yankılanırken kırmızı adımların, zaman kendi kavramını yitiriyordu... Günler birbirine giriyor. Hafifçe bir tebessümün dahi o bilincini yitirmiş zamanın zoruna gidiyordu...

Kendi kendini de ilk defa sorguluyordu zaman; bugün günlerden ayrılıkken kim demiş "cumartesi," yarın gökyüzü gibi sonsuz ve mavi bir yalnızlık kahvaltıma konuk olacakken kim demiş" pazar"... Sonra aklımdan hiç çıkmayan "sen" pazartesiye sendrom olurken, kim koymuş böyle uyduruk isimleri günlere...

Zaman, geçiyorsa aşktan mesafeler de sorguya çekerdi kendini... Mesela uzak aslında çok uzak olmayabilir ama geçmiyorsa aşk, zamanın kılcal damarlarından yakın da bir o kadar uzak olabilir... Sahi
! Kim koymuş isimlerini sensiz geçen günlerin, mesafelerin... Diyor ya zamanın nokta/lama işaretlerine takılı kalmış bir şiir; "

“o kadar uzaktın ki bana
inanamıyorum şimdi,
bir kibrit çöpü mesafede duruşuna

o kadar yak
ındın ki bana 
inanam
ıyorum şimdi, 
bir kibrit
çöpü mesafede oluşuna”
Yani işte şu kadar mesafe sevgili sen hesap et yakın mı? Uzak mı?

S
ürnot : 1) Şarkısıyla konuk olan Feridun Düzağaç teşekkür :)))
 2) ** KİBRİT ÇÖPÜ" şiirinden... 

Popüler Yayınlar

Yasal Uyarı

Yayınlanan yazılar ve şiirler özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan yazı ve şiirler aktif link verilerek kullanılabilir.