bırakıp gittin, “Kaplumbağa Terbiyecisi’ne” mum alevlerini.
baktıkça bakıyor, bakıyor…
yanıyordum…
yangın büyüyor,
ben bakıyor…
elindeki değneğiyle, Osman Hamdi
bakışlarımızı terbiye ediyordu.
yanıyordum…
yangın büyüyor,
ben bakıyor…
elindeki değneğiyle, Osman Hamdi
bakışlarımızı terbiye ediyordu.
Osman Hamdi-Kaplumbağa Terbiyecisi |
bağlayıp ayak seslerini yalnızlığın gölgesine
uzaklaştın ağır ağır, yalınayak.
yalın bir terk ediş değildi oysa
herkese açık,
özleyen…
seven…
aldatan…
her şeyi anlatan, ayak seslerini bırakmıştın
müze camekânlarının ardına.
uzaklaştın ağır ağır, yalınayak.
yalın bir terk ediş değildi oysa
herkese açık,
özleyen…
seven…
aldatan…
her şeyi anlatan, ayak seslerini bırakmıştın
müze camekânlarının ardına.
bağlayınca yüreğimi bir gözyaşı ıslaklığına,
boğulup gittin.
geride ne yangın kaldı
ne de ihtişamlı ışıkların altında devleşen ayak seslerin.
hepsi ama hepsi tuval üzerinde,
bir çırpıda kabuğuna çekilmiş
mum kokulu sessizlik içinde.
boğulup gittin.
geride ne yangın kaldı
ne de ihtişamlı ışıkların altında devleşen ayak seslerin.
hepsi ama hepsi tuval üzerinde,
bir çırpıda kabuğuna çekilmiş
mum kokulu sessizlik içinde.
2007 İzmir