en çok kar yağınca severdim gecekondu çatılarını
görünmezdi çünkü kırık kiremitleri
ama yine de bilirdim ben
gecekonduların içine içine ağladığını
en çok kar yağınca severdim ağaçları,
gelinlik giymiş bir köylü güzeli gibi dururdu
apartman önlerinde
tek ben bilirdim ama
töreye değil betona yenileceklerini
en çok kar yağınca severdim, gökyüzünü
temizlerdi bulutların taşıdığı barut kokularını
ama yine de bilirdim
birilerinin bu barış oyununu bozacağını
en çok kar yağınca severdim bu kenti
örterdi çünkü tüm pislikleri
kirli yüzleri…
ama bilirdim yine de
birilerinin,
yürüdüğü yolları tuzlayıp
ayak izlerini sildiğini
en çok kar yağınca gülerdim
iyi bilirim çünkü
eriyip gidince,
gözyaşlarına nasıl dönüşeceğimi
Sayfalar
Çakmaktaşı'ndan
Popüler Yayınlar
-
Bir Türk Edebiyatı Klasiği… Birçok kitapsever tarafından okunan hatta bir kaç kere okunan ve başucu kitabı yapılan eserler arasında ...
-
- NOTALARIN GÖNLÜNE KONAN MELEK - O bir üstün yetenek… İki buçuk yaşında nota bilip piyano çalıyor… O Türkiye’ye bir armağan...
-
Kendi görüntüsüne âşık olan Narkissos değildim elbet… Bizim hikâyemiz Karaburun’da da geçmiyordu. Dali kadar olmasa da karizma konu...
-
çubuktan insanlardı tek çizebildiğim. gidince; on parmağımda on ressam on -larca kelime nasıl anlatırım seni ...
-
Hani acıma-sız derlerdi ya aşk için… Bugünlerde ne doğru, çok doğru hatta hayatta doğru düzgün duyduğum dos(t)doğru cümle bu oldu...
-
Ben susuyordum… İşe yetişme telaşı belleğimde, bir de kitap okuyabilme derdi nasıl da sarmalıyordu sabahın o kör saatinde anlatamam… Ee...
-
Demek durum bundan ibaret… “Yanlış anlaşıldık” Tabi ki bu cümlede gizli salak bizler oluyoruz… Yani biz yanlış anlayacağız ki onlar...
-
Bir saniye bile bakmadan arkasına gitti... Hala gidiyor da... Parmak uçlarımda güneş sancıyorken, hayat nasıl bu kadar gri bir mono/tonluğu ...
-
Derman aradım… Ellerim çarmıha gerilmiş İsa gibiydi gidişinin ardından… Ne acılar içerisinde kaldı. Ne çok yokluğunu sevdi… Ama h...