Sen benden gider gitmez uykuya verdim kendimi...
Rüyamda Nil* Kiew' e davet ediyordu, uyandım... Bi bira açtım. İçtikçe doldu
şişe... Ben anlattım o sustu... Sonunda sıkıntıdan patladı şişe... Baktım
olmayacak en acıklısından bir Türk filmi koydum... Köpekler gibi ağladım. Film
aslında o kadar acıklı değildi. Kız ameliyatla körlükten kurtuluyor, sevgilisi
topal kalıyor vesaire vesaire... Ben ağlamak istiyordum sanırım... Sonra sabaha
karşı tekrar uykuya dalmıştım. . Bi uyandım gün
aymamış hala akşamdan kalma... Giyindim üstümü çıktım. Otobüs-metro- otobüs
üçlemesinden sonra işe vardım. Sonra bi yağmur bi yağmur sorma gitsin... Hala
yağmur!...
Yokluğunun ilk günüydü, pazartesi sendromu bahane,
sensizlik dört kıta iki otobüs bir metro arasında... Ve dokunamıyorsam tenine
bende her günün adı yokluğunun ertesi…
Sürnot: * Nil Karaibrahimgil…
Sanırım kendisi şarkılarıyla beni çocuksu yalnızlığa ittiği için girdi
rüyalarıma…