- NOTALARIN GÖNLÜNE KONAN MELEK -
O bir üstün yetenek… İki buçuk yaşında nota bilip piyano
çalıyor…
O Türkiye’ye bir armağan. Klasik müziği kalıplarından
çıkarıp içini Türkiye’nin tınılarıyla harmanlıyor…
Çok az gelir onun gibiler ve bir şekilde dokunurlar
hayatımıza kimisi bir sözü, kimisi bir gülüşü, kimisi bir sıcaklığı, kimisi müziği,
kimisi notalarıyla…
Anjelika’nın 90’lı yıllarda başlayan Türkiye macerası
sayesinde kim bilir kaç şanslı onun yüreğinden geçip gönlünde damıttığı
notalara misafir oldu. Kimimiz
kendimizden geçtik, kimimiz kendimizi bulduk…
O tüm mütevazılığıyla, içtenliğiyle gönlümüze konan bir
melek…
?
Müzisyen
kimliğinizin yanı sıra yazarlığınız da var. Son olarak “Uçan Köpek Başaa” ve
“İçimdeki Türkiye’m” adlı kitaplarınız yayımlandı. Yeni bir kitap çalışmanız
var mı?
@anjelikaakbar: Öncelikle şunu söylemek istiyorum, evet kitaplarım var, ama
asla kendime "yazar" diyemem... Fakat ses kadar söz de hayatımda
önemli yere sahiptir. Daha çok küçükken hikâye ve şiir yazıyordum, daha sonra
senaryolar yerini aldı ve nitekim 2 kitap… Yeni kitaplar da yolda, İnşallah. Onlardan
biri tamamen hazır; 2.kitap içimde oluştu,3.kitap ise şimdilik hayalimde yer
alıyor:)
@cakmaktasi1: )) Yani Hayalimdeki Türkiye'm gibi bir devam serisi
olabilir mi?
@anjelikaakbar: Düşündüğüm kitap bu sefer Rusya ile ilgili; anneannem, annem
ve benim gözümden Rusya;1917 ihtilalinden SSCB'nin sonuna kadar.
@cakmaktasi1: Sanırım yine bir yaşanmışlık hikâyesi olacak...
Sabırsızlıkla bekliyor olacağız…
@anjelikaakbar: Evet, üç nesilden üç kadının gözünden Rusya... Anneannemin,
annemin anlattığı, benim yaşadığımın hikâyesi...
@cakmaktasi1: Peki bu bağlamda yeni kitap yolda, yeni bir albüm
çalışmanız var mı?
@anjelikaakbar: Bana çok heyecan vermiş olan, yakın zamanda Dünya
Prömiyeri gerçekleştirilen "Üç Cemre" bestemin albümü planda var. Onun
dışında değişik, sürpriz olan bir çalışma daha olacak sanırım bahar aylarında
albüme dönüşecek. Bir de bir film için müzik besteleyeceğim, original
soundtrack albümü de böylece oluşmuş olacak kısa zamanda.
?
Sona
saklıyordum ancak konu “üç cemre” ye gelmişken sormak isterim sıcağı sıcağına…
Klasik müzikte bir farkındalık yarattınız. Bach’ı Doğu ritimleriyle, Vivaldi’yi
piyanoyla tanıştırdınız. Güldür Gül gibi 3 Cemre 3 Aşk projesinde yer alan
Tekbir’i, Ben Melamet Hırkasını gibi tasavvufi tınıları müziğiniz içerisinde
kullanıyorsunuz. Müziğinizdeki bu tasavvuf etkileşiminin sebepleri nelerdir?
@anjelikaakbar: Babam hem orkestra şefi, hem de felsefe profesörü idi.
Çok küçükken birçok öğretilerle ve dinlerin felsefesi ile tanıştım. Daha daha
sonra Esoterik felsefesi ile yoğruldum; bunca deneyim, çalışma, iç yolculuk. Fakat
Türkiye'ye geldiğimde "gönül" kavramı ile tanıştım. Daha önce
geçtiğim yolların başka bir yolculuğa bir hazırlık olduğunu idrak etmeye
başladım... Ve o zaman felsefenin hakiki İNSAN olması için yeterli olmadığını
fark ettim... Ve ilahilerin çok derin manasını içerdiğini görmeye
başladım...1998 yılında ilk kez ney ile tanıştım. Bir enstrümanı tanımak, onun
temsil ettiği mahalli tanımaya başlamak demek... Adım adım benim besteci kimliğim
ile yeni tanıştığım tını ve manaları nakış gibi, yavaş yavaş nasıl birleştiğini
izliyorum.
@cakmaktasi1: Sanırım besteleriniz de sizi siz yapan, klasik
müziğe yeni bir bakış açısı kazandıran sanki sizin için bir araya gelmiş bu armonik kavramlar...
@anjelikaakbar: Kim
bilir.1990'nın sonunda Türkiye'ye geldiğimde besteci olarak daha çok atonal avant-garde
senfonik müziği besteliyordum... Hiçbir zaman folklor ile ya da modern klasik
müzik dışında başka müzik türleri ile ilgilenmiyordum; film müziği türü hariç. Bir
istisna vardı, o da Hint Ragaları; hatta daha o zaman bestelediğim "Kutsal
İmler" senfonik eserimde Hint enstrümanlar vardı fakat Türkiye'de kulağıma
gelen tınılar çok değişik, benim için çok yeni ve şaşırtıcıydı. Besteci olarak
inanılmaz etkilendim...
@cakmaktasi1: Ee sizi tanıdığımdan beri müziğinizin takipçisi
biri olarak ilk zamandan 3 Cemre’ye kadar aradaki farklılık dikkat çekiyor.
@anjelikaakbar: Muhakkak ki
öyle... Arada yine bu tarz daha küçük çaplı çalışmalarım vardı, ama Üç Cemre
farklı.
?
Kavramları,
felsefik düşlerinizi notalara döküyorsunuz peki, Türkiye sevdalısı olduğunuz
hepimizce malum. İçinizdeki Türkiye sevdasını 3 notayla anlatmaya kalksanız
bunlar hangileri olurdu?
@anjelikaakbar: Türkiye'yi
anlatmak için birkaç nota yetmez!... Türkiye bir senfoni, tüm tınılar burada.
@cakmaktasi1: :)) Şüphesiz ama bence o tınıları tamamlayan önemli
unsurlardan birisiniz...
@anjelikaakbar: Öyle mi? Teşekkür
ediyorum...
@cakmaktasi1: Su götürmez bir gerçek... Çünkü Avm'lerden tutun da
saygın salonlara kadar müziğinizi yapıyor ve dinletiyorsunuz. O elitist
salonlara hapsedilmiş ve belli bir zümreyi ihya etmiş müziği siz halkın arasına
sokuyorsunuz. Bu bağlamda öncüsünüz de...
@anjelikaakbar: Sağ olun... Eskiden
ben de öyle idim ve bunun en doğru olduğunu düşünüyordum... O yüzden öyle
olanları çok iyi bildiğim için, yargılayamam... Bir zamanlar "öncü
olmak" benim için önem taşıyordu; ama bu kavramda "kıyaslamak"
var. O yüzden artık benim için önemini yitirdi.
@cakmaktasi1: Tabi bu kavrama hangi açıdan baktığınızla
ilgili... Bence Öncü olmak kıyaslamak değil, kıyaslanmağı getirir. Yani sizin yanınıza koymaya çalışırlar hep bir şeyleri... Ve
bu da sizi zamanla yeri doldurulamaz biri haline getirir…
@anjelikaakbar: Öncü/"birilerin
öncesinde olmak" ise o zaman "birileri senden geride" demek... Yani
kıyaslamak demek ( ben bu şekilde bakıyorum...) Bence çok da önemli değil
bunlar...
@cakmaktasi1: :))
?
Türkiye’de
ve yurtdışında çeşitli konserler veriyorsunuz. Özellikle konserlerinizde genç
neslin klasik müziğe bakış açısını ve ilgisini nasıl buluyorsunuz?
@anjelikaakbar: Bir zevk
meselesi; bir şekilde bir gence klasik müzik hayatında "isabet etti"
ise, genellikle onu hayat boyunca seviyor, dinliyor ama herkes klasik müzik
dinlesin diye bir kaide olamaz, doğaya aykırı olurdu; çeşitlilikten oluşur
hayat...
@cakmaktasi1: Tabi ki muhakkak... Müzik gibi hayatta çok
renkli ve çeşitli...
?
Sizi ben
ilk 2010 yılı sonlarına doğru twitter sayesinde tanıdım. Takipçilerinize ve
sosyal olaylara duyarlı davranıyorsunuz. Özellikle sizde gözlemlediğim şey size
atılan her tweeti cevapsız bırakmıyorsunuz. Bu bağlamda sosyal medya size göre
ne ifade ediyor.
@anjelikaakbar: Twitter'ı
çok sevdim. Çünkü insanlarla doğrudan sohbet edebiliyorum. Konser sahnesinde
veya TV ekranında ise sadece monolog var… Twitter bence çok heyecan verici bir
iletişim aracı. Sanal iletişim deniliyor ama bence "sanal" değil. Ben
benim, sizler sizsiniz! Soruları, cevapsız bırakmamaya çalışıyorum, bazen öyle
bir imkânım olmayabiliyor ama yine de bana soruları cevaplamak için
çabalıyorum. Daha sonra Facebook üyesi oldum, çok yakın zamanda. O başka bir
"ülke" Twitter'a göre. İkisi de hayatımın içinde yer aldı... Bu arada
Twitter'da Türkçe olarak kısa ve öz yazmam için iyi bir imkân. Türkçe hiç ders
görmedim, kısa ve öz yazmak ustalık ister tabii şu anda sorularınıza cevap
vermek için "kısa ve öz" yazma şansım olmadı:) Yoksa aforizma
şeklinde olurdu bizim röportaj:)
@cakmaktasi1: :)) Evet... Ama bu kısa ve öz yazma
mevzuu hepimiz için geçerli... Çok zorlandık lakin alıştık...
@anjelikaakbar: :))
Anjelika
Akbar Hakkında:
Twitter:
Facebook: