Başbakanı ulan derse valisi gavat der...
Değişen Türkiye, değişen kurumlar...
Değişen siyaset geleneği (ki kirli oyunlar kasetler falan
derken bu gelenek de kaldı mı bilmiyorum ya doğrusu) ve değişen siyasi üslup...
Bu kadar değişim içerisinde değişmeyen tek şey badem
bıyıklar…
Siz ne kadar yakıştırıyorsunuz (buradaki sizden kastım AKP’liler)
bilmiyorum ama bence ne olursa olsun “ulan” diye bir hitap hiç yakışmıyor ama
siz gene ulan demedi ula dedi falan gibi şeyler de söyleyebilirsiniz... Ama gene
siz bilir ve hatırlarsınız ki bu argo ve kaba konuşma ilk değil. .
“Ananı da al git, terörist başına sayın şehide kelle, yedirmeyiz,
yedirtmeyiz” vb. gibi tümceleri siyasi argo sözlüğüne kazandıran bir başbakanımız
var. Bu yönden zenginiz maşallah…
Ve bu konuşmada asılında “ulan” kelimesi Ahmet Kaya’yı
anlatışının da önüne geçmiştir.
Aslında o yıllarda hatırlarsanız Ahmet Kaya’ya bir linç kampanyası
başlatılmıştı. Halbuki tek derdi kendi dilinde bir şarkı ve klip yapmaktı. Şimdi
o yıllardan bu yıllara bakıldığında gelinen nokta ortada... Bırakın şarkıyı türküyü
resmi olarak Kürdistan’ı bile tanımış olduk.
Tüm bunların üstüne bir de kalkıp Ahmet Kaya’ ya bunları yapanlar bugünün
"GEZİ’cileri" diyorsun... Eee sorarlar adama bu perhiz bu ne lahana turşusu
diye.
Sonra bir diğeri de kalkmış Ahmet Kaya yaşasaydı gezide eylemlere
katılırdı diyor. Yani herkes onun üzerinden siyaset yapıyor ama yaşarken düşüncelerine
ne saygı ne de tahammül ettiler... Olup bitenleri herkes gibi onlar da izlediler…
Ben söyleyeyim size Ahmet Kaya yaşasaydı şu günün Türkiye’sinde
ya Ergenekon'dan ya KCK'dan içeri tıkılırdı. Ya da hala memleket hasreti içerisinde
kıvranırdı. Çünkü şuan onun adını dillerine pelesenk yapan siyasiler onun düşünce
yelpazesini bilmedikleri için böyle dar ve kıt pencerelerden bakıyorlar. Ve bugün gün gelecek aynı kıt ve dar görüşle aynı
palavralar ile şu anki iktidar olmasa dahi onların zihniyet ürünleri aynı şeyleri
Balbay için Tuncay için söyleyecekler... Eee tabi ama iş işten geçince konuşmak
kolay olacak... Asıl maharet kişi yaşarken bir şeylerin kıymetinin bilinmesi, düşüncelere
saygının ve hak edilen değerin o düşüncenin asıl sahibi yaşarken verilmesi
gerekir ki siyaset asıl siyaset, demokrasi asıl demokrasi olsun… Yoksa gerisi
işkembe-i kübra…
Vayyy be… Nerelerden nerelere geldik… Ahmet Kaya’yı
terörist ilan eden, adını anmaya sakınan siyaset, bugün bülbül, bugün aklama
derdinde… Ben size söyleyeyim mi birader, tüm bu siyasetin kirli oyunlarına
inat her şeyi bir kenara bırakın (isterseniz de atın), Ahmet Kaya yaşasaydı ve
ister içeride ister dışarıda her şeye rağmen o heybetli o muhalif ve asi
duruşuyla türkülerini söylemeye devam ederdi. Ve şüphesiz sağcısı-solcusu, komünisti-faşisti,
lazı-kürdü, her kesimden insan da hala bugün olduğu gibi hayranlıkla dinlemeye…