Şimdi
her kelime az gelir…
Berkin
gitti…
Yürekte
tanıdık bir yangın…
Artık
o hep 15’inde…
Gezide
yitirdiğimiz abilerinin yanında…
Son
cümlesi annesinin hala kulağında 'Sen
gazdan kaçamazsın ben hızlı koşarım anne, ekmeği ben alırım'dı.
Gitti.
Bir daha gelmedi…
269
gün yaşama direndi. Günbegün eridi. 16kg’dı öldüğünde…
Gözlerden
akan yaş gibi döküldük sokaklara…
Ağladık.
İsyan ettik düzene…
Ve
ağaç diktik…
Bunların
zihniyetindekiler fidanlara kıydı. Bunların da filizlere kıyması şaşırtmıyor
insanı, tarifsiz acıtıyor.
Artık
ülkemde çocukları bakkala ekmek almaya göndermenin ağır ve sarsıcı bir anlamı
oldu. Taze çıtır çıtır ekmeğin acımtırak bir hazzı…
Anne
babaların ekmeği bölerken her seferinde yüreklerine oturacak hüzünbaz kuşları
olacak...
Şimdi
ve gelecekte ülkemin çeşitli illeri ayakta olacak ve olmaya devam edecek…
Gezi
ruhuyla bürünmüşler Berkin için…
Her
zamanki gibi coplar, tomalar, biber gazları da onların olduğu yerde…
Ölümlerden
ders çıkartmak yerine, inatla yeni ölümler eklemek siyasetin unsuru olmasa
gerek… Ama bunu öğrenecek siyasi kafa olması gerek rant kafası değil…
Şimdi hiçbir kelime dolduramaz o
boşluğu…
Benim gibi birçokları,
çoklarımız ekmek kokusuyla karışık Berkin kokuyor…
İyi bak ona sonsuzluk…