Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku





*“Bir mum yaktım. Jak Danyel adlı bir şişeyi kaptım oturdum. İki tek attım sek, temiz. Ağır ağır sigara sarmaya koyuldum. Sarma işini uzattığımı fark ettim.  Bozmadım kendimi. Bütün dikkatim parmak uçlarımdaydı. Sardığım tütün değildi, kâğıt da değildi. Kendimi kendimle sarıyor, sarmalıyordum…”

 İşte ben de öyle kendimi kendimle sardığım bir an her zamanki gibi kitapevlerini gezmeye koyulmuştum… Bir kadın yırtmış gözünü Sadri Alışık bakışı atıp onun selamıyla selamlıyordu beni… Çekti yanına, aldım okşadım bende… Kokladım… Sıkıştırdım koltuk altıma…


İşte aynen öyle başladı  “Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku” kitabıyla tanışmamız… Kiminize kapak önemli gelmez hatta hiçbir anlam ifade etmez ama bana eder… Yüzüdür, gözüdür, beni çağırması, davet etmesidir; kapak…

İlhami Algör’e ait… İletişim yayınlarından çıkan 14*20 cm boyutlarında 65 sayfalık içi dolu turşucuk kıvamında bir roman… Bu arada unutmadan kapak ve kitap içi desenler için Suat Aysu ve Seda Mit’ e teşekkür ederim. Renk uyumunla tasarımıyla, yazanıyla düzelteniyle bu kitap bi harika dostumJ))

Bir çırpıda okunan, okunurken büyük büyük güldüren kitap… Benim çok hoşuma gitti… Özellikle kilidin diline bir anlam yükleyip ona ses vermesi… Zeki, akılcı ve ince esprilerle rimel çekilmiş cümlelere… Aslında yazar “ kilidin dili” diyor ama bence kapının dili olmalı. Çünkü öyle bir dil nasıl bir kapıda olabilir ve o kapı nasıl yoksulluğa, aşka, hicrana açılır siz hayal edin artık…

Yazarın özellikle Avaramu dediği yerlerde gözünüzde bir Raj Kooper imajı canlanıyor ki sormayın gitsin Sadri Alışık’la karışık Samsunlu Orhan yani akil Orhan fonda, çok lezzetli bir sokak edebiyatı…

Ben de çok harika tatlar bırakan bu kitabın şimdilerde sinema filmi de gösteriliyor ancak ben daha gidip izlemedim. Lakin farklı bir şeyle de karşılaşırsam hayal kırıklığına uğramaktan korkarım da…

Ve gelelim finale; son söze kilidin diliyle yalnızlığın çekiştiği çok hoş bir pasajla sizi baş başa bırakıyorum.
“Çıkıp bi dolaşayım, dedim. Sesim boğumlu ve başka birinin sesi gibi çıktı. Ve muhtemelen benden başka kimse duymadı. Tütünümü, anahtarlarımı aldım. Kapıyı yavaşça çektim. Kilidin dili yuvasına otururken, “ Nereye?” der gibi bir ses çıkardı. “ Hassiktir” dedim. “ **

Sürnot: * Ve ** paragraflar kitaptan alıntıdır.


Popüler Yayınlar

Yasal Uyarı

Yayınlanan yazılar ve şiirler özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan yazı ve şiirler aktif link verilerek kullanılabilir.